Saturday 6 February 2010

Gün 14 - 15 Ocak 2010

0540’da kalkis, tras vs. 0630 kahvalti, 0700’den itibaren mintika. 0730’da tekrar ictima sahasinda dizilis, 0800’da bölük komutanina tekmil. Buradan uygun adim egitim sahasina, sahaya adimi attik, 15 dakika istirahat verdiler. Sonra dizil, uygun adim konferans salonuna. Fakat burada da programlamadaki beceriksizlikten midir nedir, tami tamina 1100’e kadar bekledik. Neyse en azindan ben de 2.5 saate yakin uyudum iskemlede. Saat 1100’de dilin önemi, Türkce’nin önemi vb. konulu bir konferans basladi. Mehmet Akif Ersoy Egitim Fakültesinden bir ögretim görevlisi tarafindan sunulan konferans da tipik bir hafif 1930’lar esintili Milli Egitim müfredati tekrari olarak gecti ve 1200’de bitti. Uygun adim yemekhâneye, ögle yemegi (ezogelin corba, etli bamya, kuskus, sekerpare, portakal). Bugün Cuma, dolayisiyla yatak takimlari yikanacak. Gecen Cuma ben tabii evci ciktigim icin bunu bilmiyorum, her Cuma yatak takimlari degisiyor, yikaniyor, vs.

1230’da ictima var, ve günün büyük sürprizi: Benimle birlikte bayagi kisinin haftasonu carsi izni iptal. Neden? Gecen haftasonu Grand Özeren oteline inzibatlar gelmis ve otelde bulamamislar. Tam bir rezalet. Olay da su muhtemelen: inzibat geliyor, resepsiyona „bu adam burada kaliyor mu?“ diye soruyor. Resepsiyon oda listesine bakiyor, benim (ve diger arkadaslarin) adim hicbir yerde yazmiyor tabii, odayi tutan babamiz, annemiz. Resepsiyon da artik el insaf, soyadindan da cikaramamis herhalde, inzibat da „bu adam gösterdigi adreste kalmiyor“ diye not düsüyor, sonra carsi izni iptal. Itiraz falan ilk etapta fayda etmedi, fakat sonradan cözülecek sorun. Tabii bu asamada bütün keyif kacti. Gerci 21 gün yapiyoruz, topu topu 2 haftasonu cikacagiz, birinde cikmasak ne olur? Fakat kazin ayagi öyle degil, insan o ortamda disari cikmayi cok farkli degerlendiriyor.

Uygun adim silah aldik, talim alanina. Yatarak ates etmenin incelikleri, tüfek hakimiyet esaslari günün konulari. Yatiyoruz yere, ates eder gibi nisan aliyoruz, cavus arpacik muhafazasinin üzerine bir bozuk para koyuyor, biz de tetik düsürüyoruz. Bozuk para düserse tüfegi salliyorsun, durursa sabit tutuyorsun demek.

1630’da bavullari aldik, koguslara geldik, biraktik bavullari, dogru yemege. Aksam yemeginde corba, hosaf, bulgur pilavi ve etli pirasa var. Bu ilk hosaf yiyisimiz. Yemekhanecilerin söyledigine göre en cok sap hosafta, sonra cay, sonra corba. Yemekten sonra herkes telefonlara kostu, carsi izninden dolayi sikayet eden edene.

Aksam tabii carsi iznim gitmis, acimdan 1930 gibi yattim, kitap okuyorum, zaten saat 0100’de nöbete kalkacagim. Bu esnada bizim cavus geldi, „senin izin isi oldu!“ diye. Megerse tabii biz sikayet edince bütün herkesin anne-babasi oteli aramis, bu nasil rezalet diye, otel de askeriyeye bir oda ve müsteri listesi göndermis. O sekilde biz yirttik, diger otellerde kalanlara ne oldu bilmiyorum.

No comments:

Post a Comment